T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
BATMAN / KOZLUK - Selahaddin Eyyubi İlkokulu

Haberler

Ara

Emniyet Mensuplarından Öğrencilerimize Anlamlı Hediyeler

 

Kozluk İlçe Emniyet Müdürlüğünce 2018 yılında hayata geçirilen "Bilinçli Gençlik Güvenli Yarınlar-Kozluk" projesi kapsamında daha önce merkezdeki anasınıflarına boyama kitabı -  boya kalemleri dağıtılmış, merkezdeki 1000 öğrencimizi de Ayngebire piknik alanına götürülmüştü. Bu kapsamda; Çogep projesinde görevli Emniyet Mensupları ve ilçe Milli Eğitim Müdür Vekilimiz Kemal Altuner tarafından Selahaddin Eyyubi İlkokulunda not defteri ve kalem dağıtıldı. Önümüzdeki günlerde Kozluk merkezdeki bütün ilk, orta ve lise öğrencilerimize 8.000 adet not defteri ve kalem dağıtılacak olan projeyle birlikte Emniyetin çalışmaları hakkında da bilgi verilmektedir.

 

“Bilinçli Gençlik Güvenli Yarınlar-Kozluk” projesiyle çocukların; halka güvenlik hizmeti veren polisi doğru tanımaları, trafik ve sosyal medya gibi konularda verilen bilgiler neticesinde kendilerine zarar verebilecek davranış ve eylemlerden kaçınmaları, kötü alışkanlık ve kötü arkadaşlardan uzak durmaları, eğitimin önemi, büyüklere saygı ve benzeri konularda bilgiler verilerek doğru davranış şekillerini kazanmaları amaçlanmaktadır.

ÇOGEP projesi neticesinde çocuklarla kurulan yüz yüze iletişim ile polise karşı ön yargıların kırılması, çocukların gözünde güler yüzlü, sevecen ve samimi bir polis profilinin oluşturulması suretiyle polis ve devlet hakkında olumlu bir imajın hafızalarında oluşması hedeflenmektedir.

 

Bu faydalı projenin uygulanmasında katkıları olan Emniyet Mensuplarına Okulumuz adına teşekkür ederiz.

Ara

2023 EĞİTİM VİZYONU FELSEFESİ

Eğitim sistemleri, içinden çıktığı medeniyetler kadar, evrensel insanlık değerleriyle de harmanlanırlar.

Bugün dünyada iyi eğitim performansı gösteren tüm ülkeler, elde ettikleri başarıları geçmişten geleceğe köprüler kurarak, merkezine insanı alan kavramsal çerçeveler ve felsefi yaklaşımlarla yakalamışlardır. Eğitimde başarılı görülen her değişim, dönüşüm ve reform, sağlam felsefi yaklaşımlarla desteklenmiştir.

Çeşitli dönemlere ait eğitim uygulamaları, köklü felsefi fikirler üzerine bina edilmiş ve atılan her adım, kendi insan gelişimi tahayyüllerine uygun bir paradigma inşasıyla sonuçlanmıştır. Buna karşın eğitim model ve uygulamalarının filizlendikleri düşünce çevreleri ve koşullarını aşarak piyasanın rekabetçi şartlarında “olgunlaşmaları” ve küresel ölçekte hegemonik/ jeopolitik güç araçları hâline gelmeleri de söz konusu olabilmektedir. Modernleşmeyle başlayan süreçle beraber dünya tarihi, bu tür örneklerle doludur.

Son yıllarda ise “21. yüzyıl becerileri” diye adlandırılan ve bugün olmazsa olmaz küresel bir norm olarak görülen eğitim yaklaşımı; yaratıcılık, iletişim, takım çalışması, eleştirel düşünce gibi “yumuşak becerilerin kazanılması” adı altında, insanın maddi dünyada başarabildikleri ışığında, gelişimi ve olgunlaşması anlayışını dayatmaktadır. Hatta bu anlayış artık dünyanın her köşesine ithal edilen bir stratejik kavramsal çerçevedir. Tam da bu noktada kadim çağlardan modernleşmeye, sanayi devriminden dijital çağa, teknolojik gelişmelerin vardığı son nokta olan siber-fiziksel sistemlerin her alanda konuşulmaya başlandığı günümüze uzanan bu devamlılıkta, eğitim ve felsefe arasındaki bağın irdelenmesi çok daha önemli bir hâl almıştır.

Eğitimin ana ögesi ve baş öznesi insandır.

İnsana rasyonel ve başarmak zorunda olduklarından ibaret bir varlık olarak yaklaşmak, sadece bizim tarihimize ve nesiller boyunca aktarılan zengin medeniyet mirasımıza değil, beşerî mirasa da uygun düşmemektedir. Bununla beraber her eğitim sistemi, içinden çıktığı toplumun bir aynasıdır. Toplumlar 20, 30, 50 yıllık dönemlerde çeşitli nedenlerle üretilen pratiklerin hükümlere, normlara ve kurallara dönüşmesiyle açıklanamazlar. Son yıllarda eğitimin yalnızca sınıf geçmeye, sınavları kazanmaya ve iş bulmaya yarayan işlevinin ön planda tutulduğuna şahit olmaktayız. Oysa bunlar eğitimin türevsel sonuçlarıdır. Bu pratiklerin kalıplaşması dönemseldir. İşlev odaklı bir çabanın eğitimin bütünüymüş gibi algılanması ve sunulması, eğitimi mekanik bir işleyişe mahkûm eder. Eğitim mekanik değil insani bir sistemdir. Eğitimin merkezinde “insan” yer alır. Bu bakımdan eğitimden önce “insan”ı konuşmaya ihtiyaç vardır.

Yetiştirmek istediğimiz insan profilini ortaya koymadan ve Türkiye’nin eğitimde ihtiyacı olan paradigmayı belirlemeden ruhu, istikameti, gaye ve felsefesi olan bir evrensel pedagoji yaratmamız güçtür. Bu bakımdan insan, 2023 Eğitim Vizyonu’nun odak noktasıdır.

2023 Eğitim Vizyonu’nun, 21. yüzyıla dair eğitim önerisi, 21. Yüzyıl Talim ve Terbiye Modeli şeklindeki çift kanatlı bir okumadır. Sadece beceri kazandırmak hayatı göğüslemeye yetmemektedir. Gerekli olan insana ait evrensel, yerel, maddi, manevi, mesleki, ahlaki ve millî tüm değerleri kapsayan ve kuşatan bir olgunlaşma, gelişme, ilerleme, değişim ve ahlak güzelliğidir.

Günümüz dünyasında itibar edilen ana akım sistemlerinde hâkim bakış açısı, eğitimi işlevsel çıktılarıyla değerlendirmeye yatkındır. Bu bakış açısının bir sonucu olarak eğitimin sorumluluk alanı, güncel gereksinimlerin (mesleğe hazırlama, iyi bir vatandaş yetiştirme) karşılanmasıyla sınırlandırılmakta; insan, bütüncül ve tutarlı bir ontolojik perspektif yerine, yüzeysel ve indirgeyici bir yaklaşımla sadece biyolojik olarak düşünen canlı, homo biologicus veya homo economicus olarak tanımlanmaktadır. Hâlbuki insan sadece madde veya sadece manadan ibaret olmayıp, ikisini mezceden bir bütündür.

Nitekim modern psikoloji ve eğitim, insanı biyopsiko- sosyal bir varlık olarak açıklamaktadır. Bu yaklaşım biyolojik, psikolojik ve sosyolojik etkenleri birleştirerek bir insan tasavvuru ortaya koyan ancak, maalesef insanı yalnızca maddi/psikosomatik bir canlı olarak ele alan, insanın sadece bedensel canlılığına (vitalite) ve somatik yapısına vurgu yapan, manevi/psikospiritüel boyutunu yok sayan bir pratiğe dönüşmüştür. Hâlbuki insan, somato-psikospiritüel bir varlıktır. İnsan varlığı, bedensel (somatik) ve ruhsal (spiritüel) canlılığıyla bir bütündür. Bu bakımdan insanın sadece bir yönünü/kesitini (psikosomatik) bütünüymüş gibi göremeyiz.

Rafaello’nun “Atina Okulu” tablosunda Platon ve Aristoteles’in resmedilme biçimi (ile bir bütün hâlinde tüm figür ve yerleşimleriyle bu tablo), altını çizdiğimiz bütüncül bakışı açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Platon elini yukarı kaldırarak “hakikat yukarıda” derken Aristoteles elini aşağı doğru tutarak “her şey bu dünyada” mesajını vermektedir. Özetle insan öz, ruh, kalp, akıl, madde ve bedeniyle bir bütündür. Eğitim sistemleri, ancak insan doğasına ait tüm bu unsurlara bütüncül bir sorumluluk geliştirebildiği ölçüde başarılıdır.

Eğitimde başarının yegâne ölçüsü ders notları, sınav sonuçları, zekâ testleri ve mezuniyet sonrası edinilen mesleklerin maaşlarından ibaret olamaz.

2023 Eğitim Vizyonu’nun en temel felsefi önermesi, insanın ontolojik birlik ve bütünlüğü içinde yeniden ele alınması gerektiğidir. İnsanı tekrar hak ettiği biçimde eğitimin gündemine taşımaktır. Medeniyetimizin kutsallık atfettiği insan düşünen, sosyal bir canlı sınırlarına hapsedilmekten azat edilmeli; somato-psikospiritüel (beden-psişe-ruh) fıtratıyla kabul görmelidir. 2023 Eğitim Vizyonu, insanı maddimanevi tüm varlık unsurlarıyla bir bütün olarak gören bakışı temsil etmektedir. Zira insan; duyumsal, duygusal ve bilişsel ihtiyaçları olan bir beşerdir. Beşerin evrensel bilince ulaştığı insana erme, insan olma yolculuğunun başkahramanıdır.

İnsan varlığında nasıl ki ruh, psişe ve bedeni birbirinden ayıramıyorsak eğitimde de kuramı, modeli, yöntemi ve araçları birbirinden ayrı düşünemeyiz. Bu doğrultuda yakın dönem eğitim düşüncesi ve edebiyat tarihimizin önemli simalarından Nurullah Ataç “Hayat konulara mı bölünmüştür sanki? Bir yanda bilim, bir yanda sanat, bir yanda ahlak…” tespitiyle insanın ve yaşamın ayrılmazlığına vurgu yapar.

Ayrıştırmak, insanın doğasına aykırı olduğu gibi insan varlığının bir yansıması olan eğitimin doğasına da aykırıdır. İnsanı model alan, insana öykünen eğitim sistemimizde bireyi beşerlikten insanlığa tekâmül ettiren ruh, eğitim felsefesine; duyum, duygu ve biliş işlevlerini düzenleyen psişe, eğitim kuram, yöntem ve uygulama stratejilerine; somatik yapı ise eğitimin uygulama ortam ve araçlarına denk düşecektir. Ülkemizin bugün için eğitimdeki en öncelikli konularından biri, ayrıştırıcı tüm özelliklerinden arındırılmış insana bir bütün olarak eğilebilen sistemi kurmaktır.

Eğitim felsefesinin ontolojik boyutu kadar epistemolojik boyutu da meseleyi bütünsel olarak ele almak açısından önemlidir. Bilginin teorik, pratik, ideolojik ve inançsal biçimlerde parçalandığı bir bakış açısı, gelecek için umut vermemektedir. İnsan doğasındaki bütünlük kadar bilginin de bütünlüğüne ihtiyaç vardır. Bu bakımdan yeni kuramlara gereksinim olduğu aşikârdır.

Bilgiyi yalnızca uygulanabilirliği ve işe yaradığı ölçüde doğru kabul eden pragmatizm, varlığın birliğini parçalayarak sadece ontolojiden uzaklaşmakla kalmamakta aynı zamanda epistemolojiyi de kısırlaştırmaktadır. Türk toplumunun bilgiyle olan pragmatik ilişkisini yeniden düşünmesi ve varlık-bilgi dengesini yeniden yapılandırması önemlidir. Aksi hâlde varoluşu, sadece maddi varlık dünyasını tecrübe yoluyla anlatmak, tek kanatla uçmaya ve yükselmeye benzeyen nafile bir çabadır. Epistemoloji, bilginin ve eğitimin ötesinde, irfanı ve maarifi anlamak için de değerlidir. Sözlüklerde epistemoloji sözcüğünün karşılığı olarak marifet bilgisi/nazariyesi yazması boşa değildir.

İnsan odaklı eğitim anlayışının ve felsefesinin zirve yaptığı nokta, ontoloji ile epistemoloji birlikteliğini bir ahlak telakkisiyle taçlandırmaktır. Böylelikle eğitim düşüncesine yaklaşım, bir bakıma, modern eğitim süreçlerinin kısıtlayıcı sınırlarını da aşmalıdır. Nihayetinde modern eğitim, bizim çift kanatlı paradigmamızın çoğunlukla tek kanadı konusunda araç, gereç ve bilgiler sağlamaktadır.

İnsan beyni de bu ihtiyaç duyulan bütünsel veya çift kanatlı yaklaşımın önemli unsurları arasında yer almaktadır. Ayıran, dışlayan ve indirgeyen bir anlayış yerine ayırt eden ve birleştiren bir felsefeye uygun bütünsel bir insan tasavvurunun beyin fonksiyonları, hedeflenen eğitim için dikkate alınması zaruri bir başlıktır.

İnsanın düşünce, duygu ve eylem bütünlüğü aslında beyin yapısı ve katmanlarında kendini göstermektedir. Karmaşık bir sistem olan beynin lineer olmayan işleyişi, bölümleme ve lokalizasyon çalışmaları üzerinden yorumlanamaz. Ancak biliş korteksle, duygular ise limbik sistemle ilişkilendirilebilir. Dolayısıyla müfredatın; eğitim öğretim uygulamalarının ve hatta karnenin, beyin katmanlarını yansıtması beklenir. Ne var ki 21. yüzyıl becerilerini ölçme iddiasındaki PISA gibi uluslararası çalışmalar dahi sadece eleştirel düşünce, akıl yürütme gibi bilişsel içeriklere yönelmekte, kısacası tek kanatla uçmaya yeltenmektedirler.

Düşünce, duygu ve eylemi insanda birleştiremeyen, kuramı ve pratiği uzlaştıramayan bu tek kanatlı uçma hevesi en önemli sorunumuzdur.

İnsan doğasını, savunduğumuz, şekilde çift kanatlı ele alabilmek temelde bir medeniyet ve zihniyet konusudur. Türk eğitim sistemi için felsefi temelli sistematik bir paradigmaya ne kanunlar ne bütçe ne de alt yapı engeldir. Temel sorunumuz bir zihniyet meselesidir. Bu mesele çözülmeden, insan tasavvurumuzun paradigmatik muhtevası anlaşılmadan dünyayla rekabet şöyle dursun, geleceğe yönelik belirlenen hedeflerin ve politikaların başarı şansı da çok düşüktür. Zihniyet meselesi çözülmeden insan ve toplum meselesi çözülemez. Hakikati parçalama çabasına girişmeyen, insanın evren içindeki muazzez yerini putlaştırmayan çift kanatlı bir varlık ve bilgi anlayışı, bahsettiğimiz zihniyet sorununa çözüm getirebilir.

Hakikatin bütünlüğüne saygı duyan bir eğitim sisteminin her şeyden önce evrensel bir zemine gereksinimi vardır. Daha sonra bulunduğu toprağın boyasıyla boyanır ve millîleşir.

Edip Cansever’in bir şiirinde de ifade ettiği gibi:

İnsan yaşadığı yere benzer 
O yerin suyuna, o yerin
toprağına benzer
Suyunda yüzen balığa
Toprağını iten çiçeğe…

Sonuç olarak bir topluma yapılabilecek en büyük kötülük, o toplumu kendi kültüründen mahrum etmektir. Daha büyük bir kötülük ise onu kendi kültürüne mahkûm etmektir.

Kültürün uygarlığa dönüşümü evrensel olana bağlantısıyla gerçekleşir. Evrensel bakış, sağlam bir eğitim sistemi için temel şart olan toplumsal mutabakatı kolaylaştırır. Mutabakat olmadan zemin olmaz. Zemin olmadan şekil olmaz. Diğer bir ifadeyle eğitim de dâhil birçok konu, zemin olmadığı takdirde sadece şekilde kalır.

Eğitim sistemimizin zemin bulamamasının en temel nedenlerinden biri, eğitimi herkesin haklılığını savunduğu bir zemin üzerinden tartışma geleneğidir. Toplumun her bir parçası, kendi anlayışını tüm topluma hâkim kılmaya çalışmaktadır. Böylelikle gerçeği bölmeye çalışarak beşerden insana yolculuğun olgun bir şekilde seyretmesi sekteye uğratılmış olur. Dolayısıyla yaşadığımız çağın meydan okumalarına karşı gerekli tüm hazırlıklarımızda, eğitim meselesinin ideolojik olmaktan çıkartılması ve pedagojik zemine oturtulması şarttır.

Güçlü Türkiye’nin hedefleri düşünüldüğünde kaybedecek zamanımız olmadığı açıktır. Şimdi tüm enerjimizi, eğitimde belirlediğimiz yeni yol haritasını hayata geçirmek için harcama zamanıdır.

Bugünden başlayarak 21. Yüzyıl Talim ve Terbiye Modelimiz ile 2023 Eğitim Vizyonu’nun temel hedefi, ahlak telakkisine dayalı ve insanı merkeze konumlandıran bir varlık ve bilgi anlayışına hayat vermektir.

Ara

10 Aralık Demokrasi ve İnsan Hakları Günü için okulumuz öğrenci ve öğretmenleri tarafından hazırlanan panolarımız emeği geçenlere teşekkür ederiz.

Ara

      Sağlık, insan yaşamının sürdürülmesinde, yaşam kalitesinin yükseltilmesinde ve korunmasında özel bir öneme sahiptir. Sağlığın korunması ve geliştirilmesi kişinin öncelikle kendi sağlığına sahip çıkması ve sağlık bilincini geliştirmesi ile mümkün olduğu unutulmamalıdır.

      Bu doğrultuda öğrencilerimizin yemeklerini hazırlayan bayan velilerimize Kozluk İlçe Sağlık Müdürlüğünden Diyetisyen Suna YILDIRIM tarafından "Sağlıklı Yaşam Dengeli Beslenme" konulu seminer verilmiştir. 

      Bu yoğun iş temposunda bizleri kırmayıp zaman ayıran Diyetisyen sn. Suna YILDIRIM´a ve seminere katılan velilerimize teşekkür ederiz.

Ara

Oyun ve Fiziki Etkinlikler dersinde öğrencilerimizin grup içinde uyumla hareket etmesini, rekabet duygusunu  kazanmasını, oyun içindeki kuralları öğrenip bu kurallara uymasını sağlamak adına 2-D sınıf rehber öğretmeni Gülsüm ÇELİK tarafında uygulanan “Makarna Etkinliğinden” kareler. Bu güzel etkinlikten dolayı sınıf rehber öğretmenimizi ve öğrencilerimizi tebrik ederiz. 

Ara

Dünya Engelliler Günü münasebetiyle anasınıfı öğrencilerimizin farkındalık yaratmak için hazırladıkları video. Emeği geçenleri tebrik ederiz.

Ara

"Çocuklar bugünün yarını, yarının umududur."

 

      Okulumuzdaki Özel Gereksinimli Öğrencilerimizin yüreğine dokunabilmek ve okulda geçirdikleri bir günü onlar için sıcak bir yuvaya dönüştürüp mutlu etmek adına okulumuzda palyaço gösterisi düzenleyip, oyunlar oynatan  daha sonrasında öğrencilerimize hediyeler dağıtan Kozluk Meslek Yüksekokulu Çocuk Gelişimi Bölümü öğrencilerine okulumuz ve öğrencilerimiz adına teşekkür ederiz. 

Ara

      Sevgi dolu bir ortam çocukların salıncağıdır. 

      Sevgi insanlar için önemli değerlerden olup insanların yaşam amaçlarındandır. Yaşam boyunca bize manevi ve ruhsal bakımından ihtiyaç duyduğumuz sevgi hayatımıza yön vermemize yardımcı olur. Sevgiye sahip olanların kalplerine merhamet ve güzellikler dahil olur. Kalbimizden gelen o duygular sayesinde insanlar kendi arasında bağlar kurar destek olurlar. 

      Aralık ayı "SEVGİ" konulu değerimiz için öğretmen ve öğrencilerimizin hazırladığı panolarımız. Emeği geçenlere Teşekkür Ederiz. 

Ara

Diş fırçalama işlemi küçük yaşlardan itibaren düzenli olarak yapılması ve rutin haline getirilmesi gereken bir kişisel bakım ritüelidir. Çocukların ilerleyen dönemlerde diş fırçalama alışkanlığını tam anlamıyla kazanabilmesi için, mümkün olduğu kadar erken yaşlarda diş fırçalamaya başlaması gerekiyor. Selahaddin Eyyubi İlkokulu 3-A sınıf rehber öğretmeni Damla DEMİRLİ öğrencilere farkındalık    yaratıp diş fırçalama alışkanlığı kazandırmak için doğru diş fırçalama eğitimi verdi. Sınıf rehber öğretmenimizi verdiği güzel eğitimden dolayı tebrik ederiz. 

Ara

Birleşmiş Milletler tarafından 1992 yılında kabul edilen ve engelli bireylere yönelik toplumsal farkındalığın artırılarak engellilerin yaşam standartlarının iyileştirilmesini hedefleyen Dünya Engelliler Günü, engelli hak ve sorumluluklarının hatırlanması açısından oldukça önemli bir gündür. Bu vesile ile engellerin hep birlikte çalışarak aşılacağı engelsiz bir dünya temennisiyle ‘3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nü kutlar sağlıklı, mutlu ve huzurlu yarınlar dileriz. Okulumuz öğrenci ve öğretmenleri tarafından farkındalık kazandırmak için yapılan panolarımızdan kareler emeği geçenlere teşekkür ederiz. 

Kas

15 Temmuz darbe girişimi sonrası halkımızın gösterdiği eşssiz kahramanlığı ve aziz şehitlerimizin hatıralarını okularda yaşatmak için oluşturulan "15 Temmuz Demokrasi ve Şehitler Köşesi"

Kas

Kozluk Selahaddin Eyyubi İlkokulu olarak uyguladığımız “Temiz Sınıf, Temiz Okul” projesi ile en güzel temizlik kirletmemektir anlayışından yola çıkılarak öğrencilerimizin günün önemli bir kısmını geçirdikleri başta sınıfları ve diğer alanları temiz tutma bilincini kazandırmak ve bu şekilde bir okul kültürü oluşturmak amaçlanmıştır.

Projenin Amaçları:

1.            Dengeli ve sağlıklı şekilde gelişmiş öğrenciler yetiştirmek.

2.            Toplum sağlığını korumak, geliştirmek ve yaşam kalitesini yükseltmek.

3.            Temizlik ve çevreyi koruma bilinci geliştirmek.

5.            Çevre koruma bilinci konusunda bireylerin duyarlı olmasını sağlamak.

6.            Yapılacak denetimlerle kişi ve kurumların sürekli tertip düzen ve temizlik konusunda duyarlılıklarının oluşmasına katkı sağlamak.

*Her hafta en fazla puan alan sınıf kupa ve en temiz sınıf kapı süsü ile ödüllendirilip 3 kez haftanın en temizi seçilen sınıf sinema etkinliği ile ödüllendirilecektir.

26.11.2018-30.11.2018 tarihleri arasındaki “En Temiz Sınıflarımız”

 

Sınıf

Şube

Sınıf Öğretmeni

1     1.Sınıflar

1-A

Selvi BAL

2     2.Sınıflar

2-D

Gülsüm ÇELİK

.      3.Sınıflar

3-B

İbrahim DEMİRLİ

4     4.Sınıflar

4-B

Ekrem ALİŞİR

 

 

 

Başta kazanan sınıflarımız olmak üzere temiz okul kültürü oluşturmak adına gayret gösteren tüm öğrencilerimize ve öğretmenlerimize teşekkür ederiz.

Kas

Tüm Dünya´da olduğu gibi ülkemizinde temel sorunları arasında bulunan cinsel istismar ve ihmal konusunda Milli Eğitim Bakanlığı´nın da üzerinde önemle durduğu ve iki senedir Rehberlik Çerçeve Planının hazırlanmasında belirlediği genel hedefler arasında yer vermektedir. Selahaddin Eyyubi İlkokulu olarak önleyici rehberlik çalışmaları kapsamında ele alınıp öğrencilere verilen seminerlerin ardından 28.11.2018 Perşembe günü okul Psikolojik Danışman ve Rehber Öğretmeni Sefa KILINÇ tarafından bayan velilerimize öğrencilerimizin kendilerini daha iyi tanımalarını özel bölgelerini bilmelerini, iyi dokunma ve kötü dokunma arasındaki farkı kavrayabilmeleri, ihmal ve istismar konusunda ne yapmaları gerektiği konularında seminer verilip seminer sonunda broşür dağıtıldı. Bu güzel çalışmasından dolayı öğretmenimizi tebrik eder salonumuzu doldurup etkin katılımlarından dolayı da bayan velilerimize teşekkür ederiz.

Kas

      Çocukların diş ve diş etlerinin daha sağlıklı olması ve çürük oluşumunun minimuma düşürülüp engellenmesi için Sağlık Bakanlığı tarafından her sene uygulanan Flörlü Vernik uygulaması kapsamında velilerimizin izni ve isteğiyle okulumuz öğrencilerine uygulandı. Flörlü Verniğin diş yüzeyine kaplaması ve koruması için uygulamadan sonra 1-2 saat boyunca öğrencilerimizin su içmemeleri, yemek yememeleri ve 1 gün boyuncada dişlerini fırçalamamaları konusunda bilgiler verildi. Öğrencilerimize alışkanlık kazandırmak ve diş fıçalamaya teşvik etmek için diş macunu ve diş fırçası hediye edildi.

Kas

KOZLUK´TAN VEFA ÖRNEĞİ

 

Seneler 2002 ile 2005 yılları arasını gösterdiğinde o zamanlar Kozluk İlçe Emniyet Müdürü olarak görev yapan ve şu an İstanbul İl Emniyet Müdürü olan Sayın Mustafa ÇALIŞKAN, Kozluk Atatürk İlköğretim Okulunda dersler boş geçmesin diye gönüllü olarak İngilizce derslerine girdi. Sayın ÇALIŞKAN´dan ders alan Kozluklu öğrenciler yıllar sonra avukat, öğretmen, mühendis, memur oldular. Aralarında şu an Kozluk İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü bünyesinde görev yapan Selahaddin Eyyubi İlkokulundan Sınıf Öğretmeni Osman ADSAN, Tuzlagözü İlkokulundan Anasınıfı Öğretmeni Vedat ATAK, Yukarı Tosunpınar İlkokulundan Sınıf Öğretmeni Güler AÇIŞ, 75. Yıl İlkokulundan Sınıf Öğretmeni Veli AÇIŞ ve Kozluk Spor Kulübü Başkanı Faysal ADANIR var. Sayın ÇALIŞKAN´ın görev arkadaşları ona sürpriz yapmak adına eski öğrencilerini yemeğe davet ettiler. İstanbul´da eski öğrencileri ile akşam yemeğinde bir araya gelen Sayın ÇALIŞKAN, Kozluk´un kendisinde ayrı bir yerinin olduğu belirterek tüm Kozluk halkına sevgilerini ve selamlarını iletti. Böylesine anlamlı bir vefa borcu ziyaretinde Selahaddin Eyyubi İlkokulu Sınıf Öğretmeni Osman ADSAN, Sayın ÇALIŞKAN´a teşekkür plaketi sundu. Bir gece otelde misafir edilen Kozluk kafilesine İstanbul´un tarihi mekânları gezdirildikten sonra öğretmenlerimizi Batman´a uğurladılar. Örnek davranışlarından ötürü hocalarımıza teşekkür ediyor ve onlarla gurur duyuyoruz